PekYakinda
Yeni Üye
Her gün iş arkadaşlarımız, ailemiz, eşimiz, evcil hayvanımız, dostlarımızla biroldukca farklı ilgi yaşıyoruz. Pekala, bu münasebetler mi psikolojimizi, yoksa psikolojimiz mi bağlantılarımızı etkiliyor? Bu sorunun cevabını DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Fazilet Ocak ile birlikte aradık.
Aile, yakın arkadaşlıklar, sevgili, eş yahut bir evcil hayvan… Gündelik yaşantımızda bunların en az biriyle bir bağlantıda bulunuyoruz. Bunlar bizim varoluşumuzun toplumsal tarafına yönelik olarak kurduğumuz bağlardır ve sıklıkla duygusal yoğunluğu olan bağlarımızdır. Öte yandan bir sınıf arkadaşı, bir iş arkadaşı, bir aktiflikte bakılırsav arkadaşı halinde kurduğumuz başka bağlarımız de vardır. Lakin bunların duygusal yoğunluğu az evvel üstte saydıklarımız üzere değildir. Bunlar daha rasyonel bağlantılardır. Pekala, bu bağlar mi psikolojimizi, yoksa psikolojimiz mi bağlarımızı etkiliyor? Bu sorunun cevabını DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Fazilet Ocak, yakın ilgi kurduğumuz şahıslarla yaşayacağımız olumlu yahut olumsuz bir bağlantının bize olan etkisinin, başka bağlantılarımızdan daha farklı, daha ağır olacağının altını çiziyor.
Farklı düzeylerde de olsa bağlantılarımızın psikolojimizi etkileyebildiğini anlatan Uzm. Psk. Ocak, şu biçimde devam ediyor: “Eşinizin size epeyce güzel/fazlaca yakışıklı olduğunuzu söylemesi, yakın bir dostunuzın bir alanda ödül alması ile iş dostunuzın bir yarışta birinci olduğunu söylemesinin bize olan tesirleri farklı olacaktır. Bir yanda duygusal bir bağ kurduğunuz, sevdiğiniz, önemsediğiniz bir alanda yaşanan bir gelişme var. Öteki yanda ise sırf tanışıklığınızın olduğu, günübirlik sohbetlerde bulunulan bir alanda yaşanan bir durum var. Yeni ikisi de psikolojimizi etkiliyor.”
Yakın dostlarımıza verdiğimiz yansılar daha farklı oluyor
Pekala, psikolojimiz bağlantılarımızı etkilemiyor mu? Uzm. Psk. Ocak, bu soruyu şöyleki bir örnekle yanıtlıyor: “Her şeyin üst üste geldiğini düşündüğünüz günleriniz olmuştur kesinlikle. Kâbus dolu bir gecenin akabinde geç uyanmayla başlayan gerilimli bir gün, ceketinizin düğmesinin kopması, yetiştirilmeye çalışılan işler, sorumluluklar derken bağlarımızı bir düşünelim. İşimizin başımızdan aşkın olduğunu düşündüğümüz için bunlara öylesine odaklanırız ki fevkalade bir ego savaşında olduğumuz için varoluşumuzun o toplumsal tarafı art planda kalır. Her düştüğünüzde yanınızda olan, tüm sırlarınızı paylaştığınız en yakın dostunuzın tam da bu gerilimli günde ödül aldığını düşünün. olağan olarak reaksiyonunuz “Bana ne” olmayacaktır. Lakin her şeyin yolunda gittiği, keyifli bir gün ortasındayken bu duruma vereceğiniz reaksiyon ile bu biçimde bir günde vereceğiniz reaksiyon de farklı olacaktır. ötürüsıyla bu noktada psikolojimizin de bağlantılarımızı etkilediğini söyleyebiliriz.”
Hayatta var olan her şeyle her an etkileşim ortasındayız
Her şeyin bir bütün ve bizim de bu bütünün birer kesimi olduğumuzu hatırlatan Uzm. Psk. Ocak, ne hislerimizi bastırıp kurduğumuz münasebetlerden etkilenmeyecek kadar faal, ne de her şeyden etkilenip benliğimizi yok sayacak kadar pasif olmamız gerektiğini belirtiyor. DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Fazilet Ocak, bağlantılarımızı ve psikolojimizi birbirinden bağımsız olarak düşünemeyeceğimizin altını çiziyor. Hayatta var olan her şey ile her an bir etkileşim ortasında olduğumuzu hatırlatan Uzm. Psk. Ocak, bu etkileşimin tek taraflı değil karşılıklı olduğunu yani sadece etkileyen değil beraberinde etkilenen pozisyonunda yer aldığımızı anlatıyor. Bu durumda ahenk ve istikrarın kıymetine dikkat çeken Uzm. Psk. Ocak, “yaşamın uzun bir yol olduğunu; bu yolun kimi vakit taşlı, kimi vakit çukurlu, kimi vakit çamurlu, kimi vakit yokuş, kimi zamanse dümdüz ve yürümesi epeyce keyifli olduğunu düşünün. Biz ise birer yolcuyuz. Yolun o anki yapısına nazaran kimi vakit daha dikkatli kimi vakit bir ağaç kısmından takviye alarak yürürüz. kimi vakit de etraftaki mis kokulu ağaçlara bakarak, kuş cıvıltılarını dinleyerek yolumuza devam ederiz. Fakat yol hoş diye koşmaya başlarsak da, bu sefer etraftaki hoşlukları fark edemez ve kısa vakitte da yoruluruz. daha sonrasında yol keyifli olduğu biçimde şikâyet ederiz. İşte tam da bu noktada istikrar devreye giriyor. Bu iki sihirli sözcüğü ne kadar benimserseniz, hayatın akışını yakalamaktaki ve olayları algılayış biçiminizdeki farklılıkları goreceksiniz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Aile, yakın arkadaşlıklar, sevgili, eş yahut bir evcil hayvan… Gündelik yaşantımızda bunların en az biriyle bir bağlantıda bulunuyoruz. Bunlar bizim varoluşumuzun toplumsal tarafına yönelik olarak kurduğumuz bağlardır ve sıklıkla duygusal yoğunluğu olan bağlarımızdır. Öte yandan bir sınıf arkadaşı, bir iş arkadaşı, bir aktiflikte bakılırsav arkadaşı halinde kurduğumuz başka bağlarımız de vardır. Lakin bunların duygusal yoğunluğu az evvel üstte saydıklarımız üzere değildir. Bunlar daha rasyonel bağlantılardır. Pekala, bu bağlar mi psikolojimizi, yoksa psikolojimiz mi bağlarımızı etkiliyor? Bu sorunun cevabını DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Fazilet Ocak, yakın ilgi kurduğumuz şahıslarla yaşayacağımız olumlu yahut olumsuz bir bağlantının bize olan etkisinin, başka bağlantılarımızdan daha farklı, daha ağır olacağının altını çiziyor.
Farklı düzeylerde de olsa bağlantılarımızın psikolojimizi etkileyebildiğini anlatan Uzm. Psk. Ocak, şu biçimde devam ediyor: “Eşinizin size epeyce güzel/fazlaca yakışıklı olduğunuzu söylemesi, yakın bir dostunuzın bir alanda ödül alması ile iş dostunuzın bir yarışta birinci olduğunu söylemesinin bize olan tesirleri farklı olacaktır. Bir yanda duygusal bir bağ kurduğunuz, sevdiğiniz, önemsediğiniz bir alanda yaşanan bir gelişme var. Öteki yanda ise sırf tanışıklığınızın olduğu, günübirlik sohbetlerde bulunulan bir alanda yaşanan bir durum var. Yeni ikisi de psikolojimizi etkiliyor.”
Yakın dostlarımıza verdiğimiz yansılar daha farklı oluyor
Pekala, psikolojimiz bağlantılarımızı etkilemiyor mu? Uzm. Psk. Ocak, bu soruyu şöyleki bir örnekle yanıtlıyor: “Her şeyin üst üste geldiğini düşündüğünüz günleriniz olmuştur kesinlikle. Kâbus dolu bir gecenin akabinde geç uyanmayla başlayan gerilimli bir gün, ceketinizin düğmesinin kopması, yetiştirilmeye çalışılan işler, sorumluluklar derken bağlarımızı bir düşünelim. İşimizin başımızdan aşkın olduğunu düşündüğümüz için bunlara öylesine odaklanırız ki fevkalade bir ego savaşında olduğumuz için varoluşumuzun o toplumsal tarafı art planda kalır. Her düştüğünüzde yanınızda olan, tüm sırlarınızı paylaştığınız en yakın dostunuzın tam da bu gerilimli günde ödül aldığını düşünün. olağan olarak reaksiyonunuz “Bana ne” olmayacaktır. Lakin her şeyin yolunda gittiği, keyifli bir gün ortasındayken bu duruma vereceğiniz reaksiyon ile bu biçimde bir günde vereceğiniz reaksiyon de farklı olacaktır. ötürüsıyla bu noktada psikolojimizin de bağlantılarımızı etkilediğini söyleyebiliriz.”
Hayatta var olan her şeyle her an etkileşim ortasındayız
Her şeyin bir bütün ve bizim de bu bütünün birer kesimi olduğumuzu hatırlatan Uzm. Psk. Ocak, ne hislerimizi bastırıp kurduğumuz münasebetlerden etkilenmeyecek kadar faal, ne de her şeyden etkilenip benliğimizi yok sayacak kadar pasif olmamız gerektiğini belirtiyor. DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Fazilet Ocak, bağlantılarımızı ve psikolojimizi birbirinden bağımsız olarak düşünemeyeceğimizin altını çiziyor. Hayatta var olan her şey ile her an bir etkileşim ortasında olduğumuzu hatırlatan Uzm. Psk. Ocak, bu etkileşimin tek taraflı değil karşılıklı olduğunu yani sadece etkileyen değil beraberinde etkilenen pozisyonunda yer aldığımızı anlatıyor. Bu durumda ahenk ve istikrarın kıymetine dikkat çeken Uzm. Psk. Ocak, “yaşamın uzun bir yol olduğunu; bu yolun kimi vakit taşlı, kimi vakit çukurlu, kimi vakit çamurlu, kimi vakit yokuş, kimi zamanse dümdüz ve yürümesi epeyce keyifli olduğunu düşünün. Biz ise birer yolcuyuz. Yolun o anki yapısına nazaran kimi vakit daha dikkatli kimi vakit bir ağaç kısmından takviye alarak yürürüz. kimi vakit de etraftaki mis kokulu ağaçlara bakarak, kuş cıvıltılarını dinleyerek yolumuza devam ederiz. Fakat yol hoş diye koşmaya başlarsak da, bu sefer etraftaki hoşlukları fark edemez ve kısa vakitte da yoruluruz. daha sonrasında yol keyifli olduğu biçimde şikâyet ederiz. İşte tam da bu noktada istikrar devreye giriyor. Bu iki sihirli sözcüğü ne kadar benimserseniz, hayatın akışını yakalamaktaki ve olayları algılayış biçiminizdeki farklılıkları goreceksiniz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı