Belediye yıkım kararı nasıl alınır ?

Emirhan

Yeni Üye
Merhaba arkadaşlar,

Gündelik hayatımızda sık sık karşılaştığımız ama detaylarını pek bilmediğimiz konulardan biri de belediyelerin verdiği yıkım kararları. Kimi zaman bir binanın ruhsatsız yapılması, kimi zaman da imar planına aykırı olması bu kararların alınmasına neden oluyor. Hepimizin mahallesinde ya da çevresinde “Şu bina niye yıkıldı?” diye düşündüğümüz bir olay olmuştur. Peki belediyeler yıkım kararını hangi süreçlerle alır, hangi yasal dayanaklara göre hareket eder, bu kararlar insanları nasıl etkiler? Gelin birlikte bu süreci tüm yönleriyle konuşalım.

---

Yıkım Kararının Yasal Dayanağı

Yıkım kararı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddelerine dayanır. Bu kanuna göre ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan yapılar belediye ya da il özel idaresi tarafından tespit edilir. Ardından yapı sahibine yazılı bir bildirim yapılır. Eğer yapı sahibi verilen süre içinde aykırılığı gidermiyorsa, belediye yıkım kararı alır ve uygulamaya geçer.

2019 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye genelinde yaklaşık 8 bin yapı için yıkım kararı alınmış. Bunun büyük çoğunluğunu ruhsatsız gecekondu tarzı yapılar oluşturuyor. Yani bu süreç aslında sadece büyük şehirlerde değil, küçük ilçelerde de sık sık yaşanıyor.

---

Belediye Yıkım Kararı Nasıl Alınır?

Adım adım ilerlersek süreç şöyle işler:

1. Tespit: Belediyenin imar ve şehircilik birimi, ruhsatsız ya da imara aykırı yapıyı tespit eder.

2. Tutanak: Yapı hakkında resmi bir tutanak tutulur.

3. Tebligat: Mal sahibine veya yapı sahibine aykırılığın giderilmesi için süre verilir.

4. İtiraz Hakkı: Bu süre içinde yapı sahibi idare mahkemesinde yürütmeyi durdurma davası açabilir.

5. Yıkım Kararı: Eğer itiraz edilmez ya da mahkeme yıkımı durdurmazsa, belediye encümeni yıkım kararı alır.

6. Uygulama: Karar kesinleştiğinde belediye ekipleri kolluk kuvvetleri eşliğinde yıkımı gerçekleştirir.

Bu noktada şunu unutmamak gerekiyor: Yıkım sadece belediye ekiplerinin keyfi bir uygulaması değildir. Kararın mutlaka yazılı, tebliğ edilmiş ve hukuka uygun olması gerekir. Aksi halde yıkım işlemi hukuka aykırı sayılır.

---

Gerçek Hayattan Örnekler

İstanbul’da 2021 yılında Kartal’daki ruhsatsız bazı binalar için belediye tarafından yıkım kararı alındı. Burada özellikle deprem riski taşıyan binalar öncelikli olarak belirlendi. Bu karar sonrası bazı bina sahipleri “Mülk hakkımız elimizden alınıyor” diye itiraz ederken, mahalledeki diğer sakinler güvenlik açısından yıkımı destekledi.

Ankara’da ise 2018’de Çankaya ilçesinde yapılan kaçak ek kat uygulamaları nedeniyle belediye yıkım kararı aldı. Bu durumda mülk sahipleri, “Kredi çekip masraf yaptık” diyerek duygusal bir tepki gösterdi. Ancak belediye, imar bütünlüğünü korumak adına geri adım atmadı.

---

Erkek ve Kadın Bakış Açılarının Farkı

İlginç bir nokta, bu tür kararlara kadınlar ve erkekler farklı açılardan yaklaşabiliyor.

- Erkeklerin bakışı: Genellikle pratik ve sonuç odaklı oluyor. “Binayı yıkarsak zararım ne olur? Yeni ruhsat almak için ne kadar masraf çıkar? Kaç gün içinde yeni inşaata başlayabilirim?” gibi sorulara odaklanıyorlar. Yani işin maliyet ve süreç kısmı ön planda.

- Kadınların bakışı: Daha çok sosyal ve duygusal etkileri düşünüyorlar. “Mahallemiz nasıl etkilenecek? Çocukların okula ulaşımı zorlaşır mı? Komşuluk ilişkilerimiz bozulur mu?” gibi toplumsal sonuçlara odaklanıyorlar. Özellikle mahalle dayanışmasının yüksek olduğu yerlerde kadınların sesi çok güçlü çıkıyor.

Bu farklı bakış açıları, aslında sürecin sadece teknik değil, aynı zamanda toplumsal bir boyutu olduğunu gösteriyor.

---

Toplumsal Etkiler

Yıkım kararları sadece bir binayı değil, bir yaşam alanını ortadan kaldırıyor. Bu yüzden de sosyal etkileri çok büyük oluyor. Örneğin:

- Aileler evsiz kalabiliyor.

- Mahallede sosyal düzen bozuluyor.

- İnsanlar “Devlete güven” konusunda sarsıntı yaşayabiliyor.

Öte yandan, özellikle riskli yapıların yıkılması yeni, güvenli konutların yapılmasına kapı aralıyor. 1999 Marmara Depremi sonrası yıkım kararlarının artması aslında toplumsal güvenlik için atılan adımlardan biriydi.

---

Forumda Tartışalım

Şimdi sizlere birkaç soru yöneltmek istiyorum, çünkü bu konu tek taraflı değil, herkesin deneyimleriyle daha anlaşılır hale gelir:

- Sizce belediyelerin yıkım kararlarında öncelik güvenlik mi yoksa mülkiyet hakkı mı olmalı?

- Erkeklerin daha çok maliyet odaklı, kadınların ise sosyal boyuta odaklanan bakış açılarını siz de çevrenizde gözlemlediniz mi?

- Yaşadığınız bölgede hiç yıkım kararı verilen bir bina oldu mu, oradaki süreci nasıl değerlendirdiniz?

- Sizce bu süreçte belediyeler vatandaşla daha iyi iletişim kurabilir mi?

---

Sonuç

Belediye yıkım kararı, kağıt üzerinde sadece bir idari işlem gibi görünse de, aslında hem bireylerin hem de toplumun hayatını doğrudan etkileyen çok önemli bir süreçtir. Kanunların çizdiği çerçeve, belediyelerin uygulama biçimi, vatandaşların tepkileri ve toplumsal yansımaları hep iç içe geçmiş durumda. İşin ekonomik, hukuki, sosyal ve duygusal boyutları var.

Sizlerin düşünceleriniz bu noktada çok değerli. Çünkü bu forumu bir bilgi paylaşımı alanı olduğu kadar bir deneyim paylaşımı alanı da yapan şey tam olarak bu. Peki sizin bu konuda fikirleriniz neler?