PekYakinda
Yeni Üye
Kadına yönelik şiddet her toplumda var olan ve şiddetini giderek arttıran bir durumdur. Yapılan çalışmalara nazaran, gelişmiş ülkelerde her iki bayandan birisi ömürlerinin rastgele bir periyodunda şiddete maruz kalmaktadır. Lisana getirilmeyen ruhsal şiddetin olduğunu da var iseyarsak bu oran her geçen gün daha da yükselmektedir.
Şiddetin altında yatan sebepler ruhsal travmalar
Toplumda var olan sevgisizlik, güvensizlik şiddetin temellerini oluşturan ana sorunlardandır. Şiddetin ortaya çıkmasında, ruhsal faktörler ile etraf içindeki etkileşim çok kıymetli bir tesire sahiptir. Toplumsal irtibatın kâfi derecede sağlanmadığı, sevgisizliğin hakim olduğu, bireylerin birbirlerine güvenmediği, toplumsal eşitsizliğin olduğu ve erkeğin iktidar baskısını bayan üzerinde uygulama çalıştığı bir ortamda şiddet devreye girmektedir. Çocukluk periyodundan itibaren uzun bir süre şiddete maruz kalan bireyler yetişkinlikte bir grup ruhsal sıkıntıları ve travmaları da birlikteinde getirmektedir. Erkek bireyler çocukluk periyodunda deneyimledikleri acizlik, aşağılanma ve çaresizlik hisleri ile şiddet hissinin tohumlarını atarken, bayanlar da kendilerine uygulanan şiddete şuurlu ya da bilinçsiz olarak boyun eğerler.
Şiddet, şiddeti doğuran kısır bir döngüdür
İnsanlarda saldırganlık ve şiddet öğrenilmiş bir davranış kalıbı olarak karşımıza çıkar. Hepimizin ortasında var olan öfke duygusu toplumdan öğrenilenlere nazaran şekillenip dönüştürülür. Yapılan araştırmalar, çocukluğunda şiddete maruz kalan ya da ebeveynler içinde şiddet hikayesi olan bireylerin, yetişkinlik periyodunda daha fazla şiddete başvurduğunu anlatmaktadır. Çocuk etrafındaki bireylerin her davranışını taklit etmekte, öğrenmekte ve bunu vakit içinde pekiştirmektedir. ötürüsıyla, bayana şiddetin elbette algılandığı bir toplumsal etraftan yetişen bir bireyin şiddeti daha normalleştirdiğini söyleyebiliriz. Coğrafik hudutları aşan, tüm toplumların ortak sorunu olan bayana yönelik şiddet ismine verilen her uğraş ve düzgünleşme, bayanların daha inançlı ve sağlıklı bir hayat alanı oluşturmasına yardımcı olacaktır.
Bu sebeple, 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddete Karşı Memleketler arası Çaba Günü’nün, bayana yönelik şiddetin önlenerek bayan haklarının korunmasını, dünyada ve ülkemizde tüm bayanların, sağlıklı ve sevgi dolu, hiç bir şiddete maruz kalmadan yaşamasını temenni ediyorum.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Şiddetin altında yatan sebepler ruhsal travmalar
Toplumda var olan sevgisizlik, güvensizlik şiddetin temellerini oluşturan ana sorunlardandır. Şiddetin ortaya çıkmasında, ruhsal faktörler ile etraf içindeki etkileşim çok kıymetli bir tesire sahiptir. Toplumsal irtibatın kâfi derecede sağlanmadığı, sevgisizliğin hakim olduğu, bireylerin birbirlerine güvenmediği, toplumsal eşitsizliğin olduğu ve erkeğin iktidar baskısını bayan üzerinde uygulama çalıştığı bir ortamda şiddet devreye girmektedir. Çocukluk periyodundan itibaren uzun bir süre şiddete maruz kalan bireyler yetişkinlikte bir grup ruhsal sıkıntıları ve travmaları da birlikteinde getirmektedir. Erkek bireyler çocukluk periyodunda deneyimledikleri acizlik, aşağılanma ve çaresizlik hisleri ile şiddet hissinin tohumlarını atarken, bayanlar da kendilerine uygulanan şiddete şuurlu ya da bilinçsiz olarak boyun eğerler.
Şiddet, şiddeti doğuran kısır bir döngüdür
İnsanlarda saldırganlık ve şiddet öğrenilmiş bir davranış kalıbı olarak karşımıza çıkar. Hepimizin ortasında var olan öfke duygusu toplumdan öğrenilenlere nazaran şekillenip dönüştürülür. Yapılan araştırmalar, çocukluğunda şiddete maruz kalan ya da ebeveynler içinde şiddet hikayesi olan bireylerin, yetişkinlik periyodunda daha fazla şiddete başvurduğunu anlatmaktadır. Çocuk etrafındaki bireylerin her davranışını taklit etmekte, öğrenmekte ve bunu vakit içinde pekiştirmektedir. ötürüsıyla, bayana şiddetin elbette algılandığı bir toplumsal etraftan yetişen bir bireyin şiddeti daha normalleştirdiğini söyleyebiliriz. Coğrafik hudutları aşan, tüm toplumların ortak sorunu olan bayana yönelik şiddet ismine verilen her uğraş ve düzgünleşme, bayanların daha inançlı ve sağlıklı bir hayat alanı oluşturmasına yardımcı olacaktır.
Bu sebeple, 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddete Karşı Memleketler arası Çaba Günü’nün, bayana yönelik şiddetin önlenerek bayan haklarının korunmasını, dünyada ve ülkemizde tüm bayanların, sağlıklı ve sevgi dolu, hiç bir şiddete maruz kalmadan yaşamasını temenni ediyorum.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı