House of the Dragon 2. Sezon 3. Bölüm İncelemesi: Hadi Konuşalım

anKeRcKO

Yeni Üye
Alicent gerçekten Viserys'in oğlu hakkında konuştuğuna inanıyor muydu? Yoksa buna inanmak mı istiyordu? (Bir dramanın ana çatışması, bir sitcom'a daha uygun bir tür sözlü karmaşaya mı bağlı olmalı? Bu soruyu yanıtlamak belki de bu ileri aşamada bu özetin kapsamı dışındadır.)

Rhaenyra'nın, (Mysaria'nın yardımıyla) düşmanıyla özel bir toplantıya zorlamak için gizlice Kral'ın Şehri'ne geri döndüğü cüretkar gizlilik görevi, her şeyi açıklığa kavuşturur. Alicent gerçekten Viserys'in Aegon'u istediğine inanıyor. Rhaenyra ise Alicent'in buna gerçekten inandığına inanıyor. Ancak Dul Kraliçe, Fatih'in “Buz ve Ateşin Şarkısı”ndan bahsettiğinde, Rhaenyra neyin yanlış gittiğini anlar ve bir açıklama sunar… Alicent bunun doğru olduğunu yüreğinde biliyor gibi görünse de bunu görmezden gelir.

İşte anladınız: Savaş devam edecek çünkü Green Takımının kaptanı gerçeğe dayanamıyor. Alicent'in rotayı değiştirmeyi reddetmesi sadece Rhaenyra'nın ve ondan önceki Prenses Rhaenys'in barış çabalarını değil, kendi barış çabalarını da yok eder. Hayranların bu konudaki tartışması eğlenceli olmalı, en azından “eğlence”nin belirli tanımlarına göre.

Ancak sahnenin asıl değeri, her şeyin merkezindeki çılgın karışıklığı ortadan kaldırmak değil, aktrisler Olivia Cooke ve Emma D'Arcy'yi tekrar bir araya getirmekte yatıyor. Kimyaları, televizyondaki herhangi iki oyuncunun arasındaki kimya kadar doğal ve büyüleyici. Karakterlerinin enerjileri, serinin ikinci sezon logosundaki düello yapan ejderhalar kadar iç içe geçmiş görünüyor; Birbirlerini çekiştirmelerini izlemek de aynı derecede patlayıcı sonuçlara yol açıyor. İstenirse Rhaenyra'nın Kral'ın Şehri'nde Kraliçe ile korumasız bir görüşme arayışındaki aceleciliği tartışılabilir. Fakat kitapta yer almayan bu sahnenin eklenmesi seriyi daha güzel hale getirdi.

Rhaenyra ve Alicent barışı korumaya çalışırken, etraflarındaki adamlar tam tersi için savaşır. Rhaenyra'nın, çoğunlukla ellerindeki azıcık gücü bile kaybetmekten korkan daha alt düzeydeki lordlardan oluşan Kara Konseyi, hemen bir saldırı için baskı yapar. Görüşmediği kocası Daemon, önemli Nehir Toprakları bölgesinin anahtarı olan Harrenhal'ın harap olmuş harabelerine doğru uçar. Kaleyi hiç kavga etmeden kendisine teslim eden pragmatik kale muhafızı Sir Simon Strong (Simon Russell Beale) ve ona kalenin bulunduğu yerin Harrenhal olduğunu söyleyen gizemli hizmetçi Alys Rivers (Gayle Rankin) tarafından karşılanır. o ölecek. Bazen kazanırsın, bazen kaybedersin sanırım.