PekYakinda
Yeni Üye
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle Türkiye’de aşısız bireyler için PCR testi uygulamasına geçtiğimiz gün son verilmişti. Sonraki gün 81 ilin valisine gönderilen genelgeyle PCR testi istenilecek durumlar bir daha belirlendi.
Buna bakılırsa uçaklarda test zaruriliği bir daha getirilirken; tren ve otobüs seyahatlerinde PCR testi istenmeyecek.
Alınan bu iki farklı karar, bilim insanlarının ve tabiplerin yansısına niye oldu.
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, mevzuya ait Sözcü’den Batuhan Serim’e değerlendirmelerde bulundu.
“GÖRÜNEN O Kİ PCR TESTİ KAPASİTESİ HUDUDA GELDİ”
Sözcü’den Batuhan Serim’e konuşan Ceyhan, alınan kararların bilimsel bir münasebete dayanmadığını ve düzeltilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu tabirleri kullandı:
“sebebi epeyce açık. Görünen o ki artık PCR testi kapasitesi hududa geldi. Hadiseler da epey arttığı için kısıtlamaya çalışıyorlar. ‘Daha fazlasını yapamayacağız’ diye düşünüyorlar olay sayısı fazlaca arttığı için. Zira PCR o denli bir test, sonsuz bir kapasitesi yok; çalışabilecek laboratuvarlar muhakkak sayıda, çalışacak insan belirli sayıda, kullanılan aletler aşikâr sayıda. Süratli teşhis testlerini koymadığınız sürece bunu artıramazsınız.”
“BU KARARLAR BİLİMSEL BİR MÜNASEBETE DAYANIYOR”
Alınan kararların, bilimsel bir münasebete dayanmadığını kaydeden Ceyhan, şunları kaydetti:
“‘Şu anda virüsün bulaşıcılığı daha kısa müddette bitiyor’ ya da ‘PCR testine gerek kalmıyor’ üzere bir çalışma yahut data yok. O yüzden bu büsbütün (izolasyon müddetlerinin kısaltılması); hizmetlerin yönetilebilmesi, iş dünyasının ayakta kalabilmesi maksadıyla yapıldı. Zira tıpkı anda epey sayıda insan izolasyonda olursa, bilhassa hizmet kesiminde işler aksar diye. İkinci alınan karar da (PCR testi uygulamasının kaldırılması) büsbütün kapasite ile ilgili bir karar üzere görünüyor.”
“KAÇINCI SEFERDİR KARAR ALIP daha sonra GERİ DÖNÜYORLAR”
“niçin uçaklarda PCR testi uygulaması geri geldi?” sorusunu yönelten Ceyhan, şöyle konuştu:
“Bu karar alınır alınmaz ben çabucak açıklamıştım; bu karar Türkiye’nin başına kaygı olur. Zira uçuşların memleketler arası kuralları var. Türk Hava Yolları daha yeni Hong Kong’da kurallara uymadığı nedeni öne sürülerek uçuş yasağı aldı. Artık siz (PCR testi uygulamasının kaldırılması) bu biçimde bir şeyi nasıl yaparsınız? O karar geri alınmasaydı aslına bakarsan Türkiye, ‘yüksek riskli ülke’ statüsüne alınıp birfazlaca yaptırımla karşılaşırdı, uçuş yasakları dahil. Bilim Konseyi’nde anladığım kadarıyla bu deneyime sahip beşerler yok, o yüzden bu biçimde kararlar alıyorlar. Kaçıncı keredir, (sonucu) alıp daha sonra geri dönüyorlar.
(Tren ve otobüs seyahatlerinde PCR testi istenmeyecek bulunmasına ilişkin) O farklı bir garabet. Bu da sonucun bilimsel olmadığını gösteriyor. Şu ekonomik kaidelerde Türkiye’de toplumun yüzde kaçı uçakla gidiyor gideceği yere, kaçı karayoluyla yahut trenle gidiyor? Büyük çoğunluğu karayolu ve treni kullanıyor. Bir saatlik, üstelik havalandırması epey daha âlâ olan uçaklarda daha fazla önlem alacaksınız lakin havalandırması epey da âlâ olmayan, 12-15 saatlik otobüs seyahatlerinde bu önlemleri uygulamayacaksınız… Bunu bilimsel olarak esasen tartışmaya gerek yok; mantık olarak da son derece anlamsız. Şöyle olmuş olabilir: ‘Uçakta uçan insan sayısına bakılmıştır. Bunlardan PCR testi istemenin karşılığı şu kadar testtir fakat işin içine otobüs ve treni kattığınızda da şu kadar testtir.’ Fakat bu anlamsız ve kesinlikle düzeltilmesi gereken bir karar.”
PCR TESTİ İSTENEN YERLER
İçişleri Bakanlığı genelgesinde PCR testi istenen ve istenmeyen yerlerle ilgili bilgilendirme ise şöyleki:
Buna bakılırsa uçaklarda test zaruriliği bir daha getirilirken; tren ve otobüs seyahatlerinde PCR testi istenmeyecek.
Alınan bu iki farklı karar, bilim insanlarının ve tabiplerin yansısına niye oldu.
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, mevzuya ait Sözcü’den Batuhan Serim’e değerlendirmelerde bulundu.
“GÖRÜNEN O Kİ PCR TESTİ KAPASİTESİ HUDUDA GELDİ”
Sözcü’den Batuhan Serim’e konuşan Ceyhan, alınan kararların bilimsel bir münasebete dayanmadığını ve düzeltilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu tabirleri kullandı:
“sebebi epeyce açık. Görünen o ki artık PCR testi kapasitesi hududa geldi. Hadiseler da epey arttığı için kısıtlamaya çalışıyorlar. ‘Daha fazlasını yapamayacağız’ diye düşünüyorlar olay sayısı fazlaca arttığı için. Zira PCR o denli bir test, sonsuz bir kapasitesi yok; çalışabilecek laboratuvarlar muhakkak sayıda, çalışacak insan belirli sayıda, kullanılan aletler aşikâr sayıda. Süratli teşhis testlerini koymadığınız sürece bunu artıramazsınız.”
“BU KARARLAR BİLİMSEL BİR MÜNASEBETE DAYANIYOR”
Alınan kararların, bilimsel bir münasebete dayanmadığını kaydeden Ceyhan, şunları kaydetti:
“‘Şu anda virüsün bulaşıcılığı daha kısa müddette bitiyor’ ya da ‘PCR testine gerek kalmıyor’ üzere bir çalışma yahut data yok. O yüzden bu büsbütün (izolasyon müddetlerinin kısaltılması); hizmetlerin yönetilebilmesi, iş dünyasının ayakta kalabilmesi maksadıyla yapıldı. Zira tıpkı anda epey sayıda insan izolasyonda olursa, bilhassa hizmet kesiminde işler aksar diye. İkinci alınan karar da (PCR testi uygulamasının kaldırılması) büsbütün kapasite ile ilgili bir karar üzere görünüyor.”
“KAÇINCI SEFERDİR KARAR ALIP daha sonra GERİ DÖNÜYORLAR”
“niçin uçaklarda PCR testi uygulaması geri geldi?” sorusunu yönelten Ceyhan, şöyle konuştu:
“Bu karar alınır alınmaz ben çabucak açıklamıştım; bu karar Türkiye’nin başına kaygı olur. Zira uçuşların memleketler arası kuralları var. Türk Hava Yolları daha yeni Hong Kong’da kurallara uymadığı nedeni öne sürülerek uçuş yasağı aldı. Artık siz (PCR testi uygulamasının kaldırılması) bu biçimde bir şeyi nasıl yaparsınız? O karar geri alınmasaydı aslına bakarsan Türkiye, ‘yüksek riskli ülke’ statüsüne alınıp birfazlaca yaptırımla karşılaşırdı, uçuş yasakları dahil. Bilim Konseyi’nde anladığım kadarıyla bu deneyime sahip beşerler yok, o yüzden bu biçimde kararlar alıyorlar. Kaçıncı keredir, (sonucu) alıp daha sonra geri dönüyorlar.
(Tren ve otobüs seyahatlerinde PCR testi istenmeyecek bulunmasına ilişkin) O farklı bir garabet. Bu da sonucun bilimsel olmadığını gösteriyor. Şu ekonomik kaidelerde Türkiye’de toplumun yüzde kaçı uçakla gidiyor gideceği yere, kaçı karayoluyla yahut trenle gidiyor? Büyük çoğunluğu karayolu ve treni kullanıyor. Bir saatlik, üstelik havalandırması epey daha âlâ olan uçaklarda daha fazla önlem alacaksınız lakin havalandırması epey da âlâ olmayan, 12-15 saatlik otobüs seyahatlerinde bu önlemleri uygulamayacaksınız… Bunu bilimsel olarak esasen tartışmaya gerek yok; mantık olarak da son derece anlamsız. Şöyle olmuş olabilir: ‘Uçakta uçan insan sayısına bakılmıştır. Bunlardan PCR testi istemenin karşılığı şu kadar testtir fakat işin içine otobüs ve treni kattığınızda da şu kadar testtir.’ Fakat bu anlamsız ve kesinlikle düzeltilmesi gereken bir karar.”
PCR TESTİ İSTENEN YERLER
İçişleri Bakanlığı genelgesinde PCR testi istenen ve istenmeyen yerlerle ilgili bilgilendirme ise şöyleki:
- Huzurevi, bakımevi, sevgi konutları ile ceza ve tevkif meskenlerinin aşısız yahut son 180 gün ortasında hastalığı geçirmemiş çalışanları, belirlenen durumlarda ceza ve tevkif konutlarındaki tutuklu ve mahkumlar, yurt dışına seyahat edecek bireyler (seyahat edilecek ülkenin belirlediği kurallar doğrultusunda) için PCR testi ile tarama yapılmasına devam edilecek.
- Uçakla kentler ortası seyahat edecek olan aşısız yahut aşı sürecini tamamlamayan ve son 180 gün ortasında hastalığı geçirmemiş bireyler için de PCR testi uygulaması sürecek.
- Aşısız yahut aşı sürecini tamamlamayan ve son 180 gün ortasında hastalığı geçirmemiş bireylerden, konser, sinema ve tiyatro üzere etkinliklere katılacaklara, Ulusal Eğitim Bakanlığı okullarında vazife yapmakta olan işçiye (öğretmen, servis sürücüsü, paklık çalışanı vb.), tüm kamu ve özel iş yerlerinde çalışanlar ile kamu ve özel kurumlar tarafınca düzenlenen öğrenci kamplarına katılacaklara ise PCR testi ile tarama yapılmayacak.