PekYakinda
Yeni Üye
Anne olmayı planlayan, fakat sorun yaşayan bayanların karşılaştıkları manilerden biri, ‘Polikistik Over Sendromu’ oluyor. Üreme çağındaki bayanlarda yaygın olarak görülen Polikistik Over Sendromu (PKOS) kronik yumurtlama bozukluğuyla karakterize olan ve erkeklik hormonu düzeylerinin ve/veya tesirlerinin arttığı metabolik bir bozukluk olarak tanımlanıyor. Ülkemizde görülme sıklığı yüzde 12-20 içinde değişen bu sendrom ekseriyetle adet gorememe yahut adet düzensizlikleriyle sinyal veriyor. Acıbadem International Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan, yumurtlama döngüsünün bozulması niçiniyle gebe kalmada sorun yaşayan hastaların ömür alışkanlıklarının düzenlenmesi, ilaç ve muhtaçlık durumunda yardımcı üreme tekniklerinin devreye girmesiyle çocuk sahibi olabildiklerine dikkat çekerek, “Polikistik Over Sendromu olan hastaların disiplinli bir biçimde hayat biçimlerini değiştirmeleri, gerekli olan ilaçlarını düzgün kullanmaları ve farklı branşlardan tabipleriyle daima irtibat halinde olmaları, onları anne olma konusunda bu sendroma sahip olmayan başka bayanlarla eşit pozisyona taşıyacaktır” diyor.
Yumurtlama döngüsünü bozuyor
Polikistik Over Sendromu sorunu yaşayan bayanların kıymetli bir kısmında aylık yumurtlama döngüsü bozuluyor. O denli ki olağanda bayanlar yılda toplamda 12-13 sefer yumurtlama yaşarken, PKOS’lu bayanlarda birebir müddet içerisinde daha az sayıda yumurtlama gerçekleşiyor. Prof. Dr. Murat Arslan, bu niçinle polikistik over sendromu olan bayanların gebe kalabilme ihtimallerinin azaldığına dikkat çekerek, “Hamile kalabilseler bile erken düşük yapma riskleri olağan bayanlara bakılırsa neredeyse 2 kat artıyor. Bu niçinle çocuk sahibi olabilme talihleri azalıyor. Lakin Polikistik Over Sendromu sorunu yaşamak kesin olarak anne olunamayacağı manasına gelmiyor. Hastalar doğal yoldan zaten gebe kalabilecekleri üzere, geri kalan hastaların tamamına yakını da gerçek takip ve tedaviyle çocuk sahibi olabiliyorlar” diyor.
Yaşam üslubu değişikliği hayli kıymetli
Polikistik Over Sendromu’nda tedavinin ana gayesi; metabolik değişikliklerin yaratmış olduğu dengesizlikler niçiniyle bozulan metabolizmanın mümkün olduğunca düzeltilmesi. Ömür biçiminde yapılacak olan değişiklikler bu sendromun tedavisinde büyük kıymet taşıyor, çünkü hastalar ilaç tedavisine bile gerek kalmadan yumurtlama döngüsüne girebiliyor. Prof. Dr. Murat Arslan,“Polikistik Over Sendromu sorunu olan bayanların kıymetli bir kısmının ortak özelliği, kilolu olmalarıdır. Fakat zayıf olmalarına karşın bu sendromu yaşayan bayanlar da var. Temel sorun ise bu hastalarda glikoz intoleransı olduğu için bedendeki insülin seviyesinin yükselmesi. Glikoz hücre içine gereğince alınamayınca insülin yükseliyor ve buna bağlı olarak yumurtalık bölgesindeki androjen düzeyi de yükselince yumurtlama döngüsü bozuluyor. Bu hastaların büyük çoğunluğunda, beden yüklerinin yüzde 5’i kadar kilo verdiklerinde bile yumurtlama döngüsü düzelebiliyor. Bu noktada sağlıklı beslenmenin yanı sıra nizamlı antrenman yapmak da büyük kıymet taşıyor” diyor.
İlk basamak ilaç tedavisi oluyor
Doğal yollardan gebe kalmakta kuvvetlik çeken Polikistik Over Sendromlu hastalarda tüp bebek tedavisi sıklıkla birinci seçenek olmuyor. Öncesinde hayat alışkanlıklarının değiştirilmesi ve ilaç tedavisi üzere daha sıradan metotlarla yumurtlamanın gerçekleştirilmesi için çalışılıyor. Örneğin insülin direnci olan hastalarda, insüline karşı hassaslığı arttıran ilaçlar tek başına bile yumurtlamanın tekrar geri gelebilmesini sağlayabiliyor. Prof. Dr. Murat Arslan, bu usule karşılık vermeyen hastalarda, yumurtlamayı sağlayan ve ağızdan alınan ilaçlara başvurulduğunu belirterek, “Adet döngüsünün muhakkak günlerinde kullanılan bu ilaçlarla hastaların kıymetli bir kısmında yumurtlama sorunu giderilebiliyor” diyor. İlaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda ise cilt altına yapılan iğnelerle yumurta gelişimlerinin sağlanabildiğine işaret eden Prof. Dr. Murat Arslan, “Bu ilaçlar kullanılırken kesinlikle follikül dediğimiz yumurta kistlerinin büyümeleri belirli aralıklarla takip ediliyor ve çok sayıda yumurta gelişmeninden kaçınılıyor. Çok düşük dozlarla başlayıp yavaş yavaş doz arttırılarak ilerlenen bu hastalarda yumurtlamanın sağlanması kimi vakit haftaları geçebiliyor”
Tüp bebek sistemiyle hamilelik mümkün
Yumurtlamanın sağlanabilmesi için epey uzun bir müddetye muhtaçlık duyan yahut tam tersine ilaçlara çok yumurta gelişimiyle yanıt veren ya da yumurtlama sağlanmasına karşın gebe kalamayan hastalarda aşılama yahut tüp bebek tedavisine geçilebiliyor. Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan,günümüzde tüp bebek tekniğinden çok başarılı sonuçlar alındığını belirterek, “Yumurtaları topladıktan daha sonra spermle dölleyerek, embriyoların oluşumunu sağlıyoruz. Bu embriyoları çabucak transfer etmeyip, dondurarak saklıyoruz. Hastanın adet görmesine kadar geçecek mühlet zarfında yumurtalıkların küçülmesi daha sonrasında rahim içini uygun biçimde hazırlıyor ve dondurduğumuz embriyoları çözerek transfer ediyoruz. bu türlü tüp bebek tedavisi biraz daha uzun sürmekle bir arada hasta sıhhati ve güvenliği açısından elzemdir” diyor. Embriyoların dondurulup çözülmesinin çiftlerin muvaffakiyet talihini azaltmadığına da işaret eden Prof. Dr. Murat Arslan, “Tam tersine rahim içinin daha natürel bir biçimde hazırlandıktan daha sonra transfer yapılması yardımıyla, donmuş embriyo transferi dediğimiz bu formülle embriyoların tutunma talihleri da daha yüksek oluyor” diyor.
Aşırı yumurta gelişmenine dikkat!
Tüp bebek sisteminde, birtakım hastalarda, uygulanan tedaviye istenenden daha fazla karşılık alınabiliyor. “ötürüsıyla bu tedavide dikkat edilmesi gereken en kıymetli nokta, yumurtalıkların çok uyarılmalarına bağlı gelişebilecek olan tablonun engellenmesidir” ikazında bulunan Prof. Dr. Murat Arslan, kelamlarına şöyleki devam ediyor: “Aksi biçimde sayı olarak fazla yumurta gelişimi olan bayanlarda üçüz, dördüz, hatta beşiz üzere çoğul hamilelik oluşabiliyor. böyleki hamilelikler ise çoklukla düşükle sonuçlanıyor. Tüp tedavisiyle anne adayının gebe kalabilmesi sağlanmış olsa bile konuta çocukla birlikte dönebilmesi konusunda başarısızlık yaşanıyor”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Yumurtlama döngüsünü bozuyor
Polikistik Over Sendromu sorunu yaşayan bayanların kıymetli bir kısmında aylık yumurtlama döngüsü bozuluyor. O denli ki olağanda bayanlar yılda toplamda 12-13 sefer yumurtlama yaşarken, PKOS’lu bayanlarda birebir müddet içerisinde daha az sayıda yumurtlama gerçekleşiyor. Prof. Dr. Murat Arslan, bu niçinle polikistik over sendromu olan bayanların gebe kalabilme ihtimallerinin azaldığına dikkat çekerek, “Hamile kalabilseler bile erken düşük yapma riskleri olağan bayanlara bakılırsa neredeyse 2 kat artıyor. Bu niçinle çocuk sahibi olabilme talihleri azalıyor. Lakin Polikistik Over Sendromu sorunu yaşamak kesin olarak anne olunamayacağı manasına gelmiyor. Hastalar doğal yoldan zaten gebe kalabilecekleri üzere, geri kalan hastaların tamamına yakını da gerçek takip ve tedaviyle çocuk sahibi olabiliyorlar” diyor.
Yaşam üslubu değişikliği hayli kıymetli
Polikistik Over Sendromu’nda tedavinin ana gayesi; metabolik değişikliklerin yaratmış olduğu dengesizlikler niçiniyle bozulan metabolizmanın mümkün olduğunca düzeltilmesi. Ömür biçiminde yapılacak olan değişiklikler bu sendromun tedavisinde büyük kıymet taşıyor, çünkü hastalar ilaç tedavisine bile gerek kalmadan yumurtlama döngüsüne girebiliyor. Prof. Dr. Murat Arslan,“Polikistik Over Sendromu sorunu olan bayanların kıymetli bir kısmının ortak özelliği, kilolu olmalarıdır. Fakat zayıf olmalarına karşın bu sendromu yaşayan bayanlar da var. Temel sorun ise bu hastalarda glikoz intoleransı olduğu için bedendeki insülin seviyesinin yükselmesi. Glikoz hücre içine gereğince alınamayınca insülin yükseliyor ve buna bağlı olarak yumurtalık bölgesindeki androjen düzeyi de yükselince yumurtlama döngüsü bozuluyor. Bu hastaların büyük çoğunluğunda, beden yüklerinin yüzde 5’i kadar kilo verdiklerinde bile yumurtlama döngüsü düzelebiliyor. Bu noktada sağlıklı beslenmenin yanı sıra nizamlı antrenman yapmak da büyük kıymet taşıyor” diyor.
İlk basamak ilaç tedavisi oluyor
Doğal yollardan gebe kalmakta kuvvetlik çeken Polikistik Over Sendromlu hastalarda tüp bebek tedavisi sıklıkla birinci seçenek olmuyor. Öncesinde hayat alışkanlıklarının değiştirilmesi ve ilaç tedavisi üzere daha sıradan metotlarla yumurtlamanın gerçekleştirilmesi için çalışılıyor. Örneğin insülin direnci olan hastalarda, insüline karşı hassaslığı arttıran ilaçlar tek başına bile yumurtlamanın tekrar geri gelebilmesini sağlayabiliyor. Prof. Dr. Murat Arslan, bu usule karşılık vermeyen hastalarda, yumurtlamayı sağlayan ve ağızdan alınan ilaçlara başvurulduğunu belirterek, “Adet döngüsünün muhakkak günlerinde kullanılan bu ilaçlarla hastaların kıymetli bir kısmında yumurtlama sorunu giderilebiliyor” diyor. İlaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda ise cilt altına yapılan iğnelerle yumurta gelişimlerinin sağlanabildiğine işaret eden Prof. Dr. Murat Arslan, “Bu ilaçlar kullanılırken kesinlikle follikül dediğimiz yumurta kistlerinin büyümeleri belirli aralıklarla takip ediliyor ve çok sayıda yumurta gelişmeninden kaçınılıyor. Çok düşük dozlarla başlayıp yavaş yavaş doz arttırılarak ilerlenen bu hastalarda yumurtlamanın sağlanması kimi vakit haftaları geçebiliyor”
Tüp bebek sistemiyle hamilelik mümkün
Yumurtlamanın sağlanabilmesi için epey uzun bir müddetye muhtaçlık duyan yahut tam tersine ilaçlara çok yumurta gelişimiyle yanıt veren ya da yumurtlama sağlanmasına karşın gebe kalamayan hastalarda aşılama yahut tüp bebek tedavisine geçilebiliyor. Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan,günümüzde tüp bebek tekniğinden çok başarılı sonuçlar alındığını belirterek, “Yumurtaları topladıktan daha sonra spermle dölleyerek, embriyoların oluşumunu sağlıyoruz. Bu embriyoları çabucak transfer etmeyip, dondurarak saklıyoruz. Hastanın adet görmesine kadar geçecek mühlet zarfında yumurtalıkların küçülmesi daha sonrasında rahim içini uygun biçimde hazırlıyor ve dondurduğumuz embriyoları çözerek transfer ediyoruz. bu türlü tüp bebek tedavisi biraz daha uzun sürmekle bir arada hasta sıhhati ve güvenliği açısından elzemdir” diyor. Embriyoların dondurulup çözülmesinin çiftlerin muvaffakiyet talihini azaltmadığına da işaret eden Prof. Dr. Murat Arslan, “Tam tersine rahim içinin daha natürel bir biçimde hazırlandıktan daha sonra transfer yapılması yardımıyla, donmuş embriyo transferi dediğimiz bu formülle embriyoların tutunma talihleri da daha yüksek oluyor” diyor.
Aşırı yumurta gelişmenine dikkat!
Tüp bebek sisteminde, birtakım hastalarda, uygulanan tedaviye istenenden daha fazla karşılık alınabiliyor. “ötürüsıyla bu tedavide dikkat edilmesi gereken en kıymetli nokta, yumurtalıkların çok uyarılmalarına bağlı gelişebilecek olan tablonun engellenmesidir” ikazında bulunan Prof. Dr. Murat Arslan, kelamlarına şöyleki devam ediyor: “Aksi biçimde sayı olarak fazla yumurta gelişimi olan bayanlarda üçüz, dördüz, hatta beşiz üzere çoğul hamilelik oluşabiliyor. böyleki hamilelikler ise çoklukla düşükle sonuçlanıyor. Tüp tedavisiyle anne adayının gebe kalabilmesi sağlanmış olsa bile konuta çocukla birlikte dönebilmesi konusunda başarısızlık yaşanıyor”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı