PekYakinda
Yeni Üye
Sıhhat Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Lideri Hasret Akarken, tırmanışa geçen şiddet hadiselerine isyan etti. Her branş ve bakılırsavden sıhhat çalışanının şiddetle burun buruna olduğunu belirten Akarken, “ Şiddet için TCK’ya özel bir husus eklenmeli ve uygulamadaki gevşemeler bir an evvel giderilmelidir” dedi.
İstanbul, Kartal’da aile sıhhati merkezinde hemşire Ömür Erez (33) silahlı hücum kararı hayatını kaybetti. Hafta sonu Denizli’de iki tabip rehin alındı. Şanlıurfa’da bir hemşirenin kan alımı daha sonrasında hasta yakınları tarafınca 2 sefer darp edildiği bildirildi. İstanbul Başakşehir’deki bir devlet hastanesinde 4 hasta yakını, gebe olan 24 yaşındaki hemşire Gülhan D.’yi darp etti. Odada bulunanlar, ‘Yapmayın, bayan hamile’ demelerine karşın hücumlarına devam ettiler” dedi. Sıhhatte şiddet olaylarında yaşanan bu patlamanın akabinde Sıhhat Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Lideri Hasret Akarken isyan etti.
SIHHATTE ŞİDDET MEMLEKETİN GÜVENLİK SORUNUDUR
Sıhhat Bakanlığının esirgeyici ve önleyici önlemleri alması gerektiğini söz eden SAHİM-SEN Genel Lideri Hasret Akarken, “Sağlıkta şiddet olayları adeta tırmanarak devam ediyor. Gün geçmiyor ki yeni bir şiddet olayı ile karşılaşmayalım. Sıhhatte şiddet memleketin güvenlik sorunu haline geldi ve şiddetten en epeyce sıhhat sistemi yara alıyor. Sıhhat Bakanlığı, mevcut güvenlik sistemi ile devam edilemeyeceğini farkına varmalı ve harekete geçmelidir. Kollayıcı ve önleyici önlemlerin bir an evvel artırılmasını istiyoruz” sözlerini kullandı.
HER BRANŞ VE VAZİFEDEN SIHHAT ÇALIŞANI ŞİDDETLE BURUN BURUNA
2021’de 1405 doktorun yurtharicinde çalışmak için başvurduğunu, şiddet bakılırsan sıhhat çalışanlarının yüzde 84’ünün ise telaş ve tetikte olma durumunda olduğunu söyleyen Akarken, “Araştırmalar sıhhatte şiddetin sıhhat sistemini ne kadar sarstığını gözler önüne seriyor. Sağlıkçılar inançta olmadıklarını düşünüyor ve beyin göçünün önü alınamıyor. Sıhhat sendikaları olarak dört bir koldan sıhhatte şiddetin önüne geçmek için çalışmalar yapıyoruz. Öz Sağlık-İş’in araştırmasına bakılırsa sıhhat çalışanlarının yüzde 67’si vazifesi esnasında en az bir defa şiddete maruz kaldığını söylüyor. Memur-Sen’in 2021 yılı sıhhatte şiddet raporunda ise her branş ve nazaranvden sıhhat çalışanının şiddetle burun buruna geldiğini, saldırganların yüzde 37’sinin gözaltına alınıp hür bırakıldığını, yüzde 34’ü hakkında ise hiç süreç yapılmadığı gözler önüne seriliyor. Ancak tahlil çalışmaları maalesef yok. Sıhhat çalışanları yılı ilan edilen 2021 yılında her gün en az 3 sıhhatte şiddet olayı kayda geçti. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in sıhhatte şiddet hakkında hazırladığı soru önergesine Sıhhat Bakanlığı’ndan gelen yanıta göre 2015-2020 yılları içinde 23 bin 233 beyaz kod bildirimi yapılmıştır. Bu dataya nazaran aylık ortalama 400 sıhhatte şiddet olayı yaşanmıştır. 2021 yılında da olayların ne kadar arttığı ortadadır. Sıhhat sistemi bir an evvel şiddetten arındırılmalıdır. Sağlıkçılarımız için 2022 yılını güvenlikte milat yılı ilan etmeliyiz” halinde konuştu.
TÜRK CEZA KANUNU’NA RESMİ KURUMLARLA İLGİLİ ÖZEL HUSUS EKLENMELİ
Kapatılan Askeri Hastanelerde ve askeri birliklerde arama prosedürlerinin ciddiyetle uygulandığını, kesici alet ve silahların girişte toplanarak kuruma sokulmasına asla müsaade verilmediğini hatırlatan Akarken, “Askeri hastaneleri kapatırken uygulanan güvenlik tedbirlerine de sırtlarını döndüler. Kesici alet ve silahla vatandaşların sıhhat kurumlarına hatta tüm kurumlara girişleri yasaklanmalıdır. Şiddetin engellenememesinin bir sebebi de güvenlik tedbirlerinin yetersiz olmasıdır. Bir hemşirenin nazaranvi başında silah ile başından yaralanarak hayattan koparılmasının hesabını nasıl verecekler? Sıhhat kurumunda silahın işi ne? Altını çiziyorum, bu izahı olmayan bir güvenlik açığıdır. Devletimiz buna göz yummamalı ve derhal güvenlik tedbirlerini artırmalıdır. Sıhhat çalışanlarımızı gaye alanlar ise en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘tehdit’ kabahatini işleyenlerle ilgili altı aydan iki yıla kadar mahpus cezası öneren hususuna, resmi kurumlarda yaşanan şiddetle ilgili özel bir unsur eklenmelidir. Sıhhat çalışanına karşı, güç kullanma yahut hakaret yoluyla bireylerin sıhhat hizmeti almasına pürüz olunacak bir cürüm işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar mahpus cezası uygulanmalıdır. Mevzuatın uygulanmasında yaşanan eksiklikler saptanarak gevşemeler engellenmelidir, mesleksel itibarsızlaştırmanın önüne geçilmelidir ” diyerek kelamlarını sonlandırdı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
İstanbul, Kartal’da aile sıhhati merkezinde hemşire Ömür Erez (33) silahlı hücum kararı hayatını kaybetti. Hafta sonu Denizli’de iki tabip rehin alındı. Şanlıurfa’da bir hemşirenin kan alımı daha sonrasında hasta yakınları tarafınca 2 sefer darp edildiği bildirildi. İstanbul Başakşehir’deki bir devlet hastanesinde 4 hasta yakını, gebe olan 24 yaşındaki hemşire Gülhan D.’yi darp etti. Odada bulunanlar, ‘Yapmayın, bayan hamile’ demelerine karşın hücumlarına devam ettiler” dedi. Sıhhatte şiddet olaylarında yaşanan bu patlamanın akabinde Sıhhat Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Lideri Hasret Akarken isyan etti.
SIHHATTE ŞİDDET MEMLEKETİN GÜVENLİK SORUNUDUR
Sıhhat Bakanlığının esirgeyici ve önleyici önlemleri alması gerektiğini söz eden SAHİM-SEN Genel Lideri Hasret Akarken, “Sağlıkta şiddet olayları adeta tırmanarak devam ediyor. Gün geçmiyor ki yeni bir şiddet olayı ile karşılaşmayalım. Sıhhatte şiddet memleketin güvenlik sorunu haline geldi ve şiddetten en epeyce sıhhat sistemi yara alıyor. Sıhhat Bakanlığı, mevcut güvenlik sistemi ile devam edilemeyeceğini farkına varmalı ve harekete geçmelidir. Kollayıcı ve önleyici önlemlerin bir an evvel artırılmasını istiyoruz” sözlerini kullandı.
HER BRANŞ VE VAZİFEDEN SIHHAT ÇALIŞANI ŞİDDETLE BURUN BURUNA
2021’de 1405 doktorun yurtharicinde çalışmak için başvurduğunu, şiddet bakılırsan sıhhat çalışanlarının yüzde 84’ünün ise telaş ve tetikte olma durumunda olduğunu söyleyen Akarken, “Araştırmalar sıhhatte şiddetin sıhhat sistemini ne kadar sarstığını gözler önüne seriyor. Sağlıkçılar inançta olmadıklarını düşünüyor ve beyin göçünün önü alınamıyor. Sıhhat sendikaları olarak dört bir koldan sıhhatte şiddetin önüne geçmek için çalışmalar yapıyoruz. Öz Sağlık-İş’in araştırmasına bakılırsa sıhhat çalışanlarının yüzde 67’si vazifesi esnasında en az bir defa şiddete maruz kaldığını söylüyor. Memur-Sen’in 2021 yılı sıhhatte şiddet raporunda ise her branş ve nazaranvden sıhhat çalışanının şiddetle burun buruna geldiğini, saldırganların yüzde 37’sinin gözaltına alınıp hür bırakıldığını, yüzde 34’ü hakkında ise hiç süreç yapılmadığı gözler önüne seriliyor. Ancak tahlil çalışmaları maalesef yok. Sıhhat çalışanları yılı ilan edilen 2021 yılında her gün en az 3 sıhhatte şiddet olayı kayda geçti. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in sıhhatte şiddet hakkında hazırladığı soru önergesine Sıhhat Bakanlığı’ndan gelen yanıta göre 2015-2020 yılları içinde 23 bin 233 beyaz kod bildirimi yapılmıştır. Bu dataya nazaran aylık ortalama 400 sıhhatte şiddet olayı yaşanmıştır. 2021 yılında da olayların ne kadar arttığı ortadadır. Sıhhat sistemi bir an evvel şiddetten arındırılmalıdır. Sağlıkçılarımız için 2022 yılını güvenlikte milat yılı ilan etmeliyiz” halinde konuştu.
TÜRK CEZA KANUNU’NA RESMİ KURUMLARLA İLGİLİ ÖZEL HUSUS EKLENMELİ
Kapatılan Askeri Hastanelerde ve askeri birliklerde arama prosedürlerinin ciddiyetle uygulandığını, kesici alet ve silahların girişte toplanarak kuruma sokulmasına asla müsaade verilmediğini hatırlatan Akarken, “Askeri hastaneleri kapatırken uygulanan güvenlik tedbirlerine de sırtlarını döndüler. Kesici alet ve silahla vatandaşların sıhhat kurumlarına hatta tüm kurumlara girişleri yasaklanmalıdır. Şiddetin engellenememesinin bir sebebi de güvenlik tedbirlerinin yetersiz olmasıdır. Bir hemşirenin nazaranvi başında silah ile başından yaralanarak hayattan koparılmasının hesabını nasıl verecekler? Sıhhat kurumunda silahın işi ne? Altını çiziyorum, bu izahı olmayan bir güvenlik açığıdır. Devletimiz buna göz yummamalı ve derhal güvenlik tedbirlerini artırmalıdır. Sıhhat çalışanlarımızı gaye alanlar ise en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘tehdit’ kabahatini işleyenlerle ilgili altı aydan iki yıla kadar mahpus cezası öneren hususuna, resmi kurumlarda yaşanan şiddetle ilgili özel bir unsur eklenmelidir. Sıhhat çalışanına karşı, güç kullanma yahut hakaret yoluyla bireylerin sıhhat hizmeti almasına pürüz olunacak bir cürüm işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar mahpus cezası uygulanmalıdır. Mevzuatın uygulanmasında yaşanan eksiklikler saptanarak gevşemeler engellenmelidir, mesleksel itibarsızlaştırmanın önüne geçilmelidir ” diyerek kelamlarını sonlandırdı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı