Mert
Yeni Üye
Trendyol’da Kargo Ücretini Kim Öder? Bir Hikâyenin İçinden Gelen Gerçek
Selam dostlar,
Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Öyle kuru kuru bilgi değil, içinde biraz hayat olan, biraz duygusu, biraz da stratejisi bulunan bir hikâye. Çünkü bazen bir sorunun cevabı sadece “satıcı mı, alıcı mı öder?” değildir; bazen o cevabın içinde alın teri, hesap kitap, hatta bir parça kalp kırıklığı vardır. Hadi gelin, birlikte dinleyelim.
Bir Kargo, İki İnsan, Bir Gerçek
Kahramanlarımızı tanıyalım: Elif ve Emre.
Elif, el emeğiyle yaptığı minimalist takıları Trendyol’da satmaya başlamış genç bir kadın. Emre ise teknolojik aksesuarlar satıyor; ölçüyor, biçiyor, planlıyor, strateji kurmadan adım atmıyor.
İkisi de aynı platformda, aynı kurallara tabi ama dünyaları farklı. Elif’in amacı; insanlarla bağ kurmak, hediyelik ürünlerinde bir tebessüm bırakmak. Emre’nin amacı; sistem kurmak, sürdürülebilir kazanç sağlamak.
Bir gün forumda denk geliyorlar. Başlık şu:
“Kargo ücretini kim öder, satıcı mı, alıcı mı?”
Ve işte o başlıktan bir hikâye doğuyor.
Elif’in Hikâyesi: “Kargonun Bedeli Sadece Para Değil”
Elif anlatıyor:
“İlk satışımı yaptığım günü hâlâ unutamıyorum. O kargo paketini hazırlarken, kalbim heyecandan pır pır ediyordu. Kurdele, minik not, hepsi dahil... Ama işte orada bir şey unuttum: kargonun ücretini.
Trendyol sisteminde bazı gönderilerde kargo alıcıya yansıyor, bazılarında satıcıya. Ürünü listelediğimde ‘satıcı öder’ kutucuğunu fark etmemişim. İlk siparişimde kazandığımdan fazlasını kargoya verdim.
O gün moralim bozuldu ama sonra düşündüm: müşteri o paketi eline aldığında gülümsediyse, belki de bu kayıp değil, bir yatırım.”
Elif’in cümleleri forumda yankı buluyor.
Bir kullanıcı hemen yazıyor: “Aynı şeyi ben de yaşadım, ama sonra gönderim anlaşması yaptım, ücret yarıya indi.”
Bir diğeri: “Kargo firmasıyla özel anlaşma yaptın mı, Elif?”
Bir başkası: “Elif, müşteri memnuniyetine yatırım yapıyorsun, devam et.”
Elif gülümsüyor.
Kargonun bedeli bazen bir paket parası değil, bir hikâyenin başlangıcıdır.
Emre’nin Hikâyesi: “Her Gönderi Bir Stratejidir”
Emre anlatıyor:
“Trendyol satıcısı olmak demek, satışı kadar lojistiği de planlamak demek. Ben ilk ay analiz yaptım: her kargonun maliyetini tek tek çıkardım.
Trendyol’un anlaşmalı kargo firmaları üzerinden gönderim yaptığınızda, ücret sistem tarafından belirleniyor. Eğer ürün ‘Trendyol Express’ ile gidiyorsa, ücret genellikle alıcıya yansıyor. Ama sen gönderim ayarlarında ‘Satıcı ödesin’ dersen, sistem bunu senin hesabına yazar.
Ben çözüm odaklıyım. Kârlılık tablomda her ürüne ortalama 15 TL kargo masrafı ekledim. Böylece müşteri ücretsiz kargo görünce seviniyor ama aslında ücret ürün fiyatına dahil oluyor. Win-win, deriz biz buna.”
Emre’nin bu yaklaşımı forumda yankılanıyor.
Bir kullanıcı soruyor: “Emre, ama ya iade olursa? Kargo gidiş-dönüş maliyetini kim karşılıyor?”
Emre sakinlikle cevaplıyor: “İade müşteridense Trendyol genelde iade kargosunu kendi üstleniyor, ama satıcı kaynaklıysa — mesela ürün hatalıysa — biz öderiz. Bu yüzden açıklama kısmını net yazmak şart.”
Ve o an Elif araya giriyor:
“Senin dediğin sistematik akıl bana ilham verdi. Belki ben de fiyatlama stratejimi gözden geçirmeliyim.”
Emre gülümsüyor.
Farklı yaklaşımlar, aynı denge arayışı.
Kargonun Görünmeyen Hikâyesi
Bu noktada devreye forumun diğer üyeleri giriyor. Kimi duygusal, kimi pratik yorumlar yapıyor.
Bir kullanıcı yazıyor:
“Bence mesele sadece ‘kim öder?’ değil, ‘kargo müşteriye nasıl hissettirir?’ olmalı. Kargo ücretsizse, müşteri değerli hisseder. Ama satıcı için sürdürülebilir olmalı.”
Bir başkası:
“Ben bir erkek satıcıyım, Excel’de hesap yapmadan adım atmam. Ama eşimle ortak dükkan açtık, o müşteriyle sohbet ediyor, ben strateji kuruyorum. Dengede olunca işler büyüyor.”
Bu cümle, forumun ruhunu özetliyor.
Erkeklerin çözüm odaklı aklı ile kadınların ilişki odaklı kalbi birleştiğinde, e-ticaret sadece iş değil, bir topluluk haline geliyor.
Trendyol’un Gerçek Sistemi: Bilgiden Duyguya Geçiş
Şimdi biraz da sistemden bahsedelim:
Trendyol’da kargo ücretleri genelde üç modelde işler:
1. Satıcı öder modeli:
Ürün listeleme sırasında seçilir. Satıcı kargo ücretini kendi karşılar; ürün fiyatına dahil ederek denge kurabilir. Genellikle kampanya ve promosyonlarda tercih edilir.
2. Alıcı öder modeli:
Ürün gönderiminde alıcıdan tahsil edilir. Trendyol Express gibi anlaşmalı kargo seçeneklerinde sık görülür.
3. Karma model:
Trendyol bazı kategorilerde kargo promosyonlarını dönemsel olarak kendisi karşılayabilir. Özellikle yeni satıcılar için “ilk gönderim ücretsiz” veya “belirli tutar üzeri alışverişte kargo bizden” kampanyaları uygulanır.
Ama işin duygusal tarafı şudur:
Her modelin ardında bir tercih vardır. Kimisi müşteriyi kazanmak için cebinden verir, kimisi sürdürülebilirliği korumak için planlı davranır. Her iki yaklaşım da doğrudur, yeter ki farkında olunsun.
Bir Kapanış Değil, Bir Davet
Elif ve Emre şimdi aynı forumda, farklı alanlarda ama aynı amaçla çalışıyor: daha iyi bir satıcı olmak, daha bilinçli bir topluluk yaratmak.
Elif hâlâ minik notlarını paketlere koyuyor ama artık maliyet tablosu da yapıyor.
Emre hâlâ tablolarla oynuyor ama bazen müşteriye teşekkür notu bırakıyor.
İkisi de biliyor: bir satış, sadece ürün değil, bir hikâye teslimatıdır.
Şimdi sıra sizde, dostlar.
Trendyol’da satış yapanlar, siz nasıl çözüyorsunuz bu kargo meselesini? Ücretleri fiyatlara mı dahil ediyorsunuz, yoksa ayrı mı tutuyorsunuz? Müşteri memnuniyetini mi, yoksa marjı mı önceliyorsunuz?
Belki biriniz yeni bir çözüm buldu, bir başkası duygusal bir anısını paylaşmak ister.
Çünkü her gönderilen kargo, bir hikâyenin devamıdır — bazen kutunun içindekinden daha değerli olan, o hikâyenin kendisidir.
Selam dostlar,
Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Öyle kuru kuru bilgi değil, içinde biraz hayat olan, biraz duygusu, biraz da stratejisi bulunan bir hikâye. Çünkü bazen bir sorunun cevabı sadece “satıcı mı, alıcı mı öder?” değildir; bazen o cevabın içinde alın teri, hesap kitap, hatta bir parça kalp kırıklığı vardır. Hadi gelin, birlikte dinleyelim.
Bir Kargo, İki İnsan, Bir Gerçek
Kahramanlarımızı tanıyalım: Elif ve Emre.
Elif, el emeğiyle yaptığı minimalist takıları Trendyol’da satmaya başlamış genç bir kadın. Emre ise teknolojik aksesuarlar satıyor; ölçüyor, biçiyor, planlıyor, strateji kurmadan adım atmıyor.
İkisi de aynı platformda, aynı kurallara tabi ama dünyaları farklı. Elif’in amacı; insanlarla bağ kurmak, hediyelik ürünlerinde bir tebessüm bırakmak. Emre’nin amacı; sistem kurmak, sürdürülebilir kazanç sağlamak.
Bir gün forumda denk geliyorlar. Başlık şu:
“Kargo ücretini kim öder, satıcı mı, alıcı mı?”
Ve işte o başlıktan bir hikâye doğuyor.
Elif’in Hikâyesi: “Kargonun Bedeli Sadece Para Değil”
Elif anlatıyor:
“İlk satışımı yaptığım günü hâlâ unutamıyorum. O kargo paketini hazırlarken, kalbim heyecandan pır pır ediyordu. Kurdele, minik not, hepsi dahil... Ama işte orada bir şey unuttum: kargonun ücretini.
Trendyol sisteminde bazı gönderilerde kargo alıcıya yansıyor, bazılarında satıcıya. Ürünü listelediğimde ‘satıcı öder’ kutucuğunu fark etmemişim. İlk siparişimde kazandığımdan fazlasını kargoya verdim.
O gün moralim bozuldu ama sonra düşündüm: müşteri o paketi eline aldığında gülümsediyse, belki de bu kayıp değil, bir yatırım.”
Elif’in cümleleri forumda yankı buluyor.
Bir kullanıcı hemen yazıyor: “Aynı şeyi ben de yaşadım, ama sonra gönderim anlaşması yaptım, ücret yarıya indi.”
Bir diğeri: “Kargo firmasıyla özel anlaşma yaptın mı, Elif?”
Bir başkası: “Elif, müşteri memnuniyetine yatırım yapıyorsun, devam et.”
Elif gülümsüyor.
Kargonun bedeli bazen bir paket parası değil, bir hikâyenin başlangıcıdır.
Emre’nin Hikâyesi: “Her Gönderi Bir Stratejidir”
Emre anlatıyor:
“Trendyol satıcısı olmak demek, satışı kadar lojistiği de planlamak demek. Ben ilk ay analiz yaptım: her kargonun maliyetini tek tek çıkardım.
Trendyol’un anlaşmalı kargo firmaları üzerinden gönderim yaptığınızda, ücret sistem tarafından belirleniyor. Eğer ürün ‘Trendyol Express’ ile gidiyorsa, ücret genellikle alıcıya yansıyor. Ama sen gönderim ayarlarında ‘Satıcı ödesin’ dersen, sistem bunu senin hesabına yazar.
Ben çözüm odaklıyım. Kârlılık tablomda her ürüne ortalama 15 TL kargo masrafı ekledim. Böylece müşteri ücretsiz kargo görünce seviniyor ama aslında ücret ürün fiyatına dahil oluyor. Win-win, deriz biz buna.”
Emre’nin bu yaklaşımı forumda yankılanıyor.
Bir kullanıcı soruyor: “Emre, ama ya iade olursa? Kargo gidiş-dönüş maliyetini kim karşılıyor?”
Emre sakinlikle cevaplıyor: “İade müşteridense Trendyol genelde iade kargosunu kendi üstleniyor, ama satıcı kaynaklıysa — mesela ürün hatalıysa — biz öderiz. Bu yüzden açıklama kısmını net yazmak şart.”
Ve o an Elif araya giriyor:
“Senin dediğin sistematik akıl bana ilham verdi. Belki ben de fiyatlama stratejimi gözden geçirmeliyim.”
Emre gülümsüyor.
Farklı yaklaşımlar, aynı denge arayışı.
Kargonun Görünmeyen Hikâyesi
Bu noktada devreye forumun diğer üyeleri giriyor. Kimi duygusal, kimi pratik yorumlar yapıyor.
Bir kullanıcı yazıyor:
“Bence mesele sadece ‘kim öder?’ değil, ‘kargo müşteriye nasıl hissettirir?’ olmalı. Kargo ücretsizse, müşteri değerli hisseder. Ama satıcı için sürdürülebilir olmalı.”
Bir başkası:
“Ben bir erkek satıcıyım, Excel’de hesap yapmadan adım atmam. Ama eşimle ortak dükkan açtık, o müşteriyle sohbet ediyor, ben strateji kuruyorum. Dengede olunca işler büyüyor.”
Bu cümle, forumun ruhunu özetliyor.
Erkeklerin çözüm odaklı aklı ile kadınların ilişki odaklı kalbi birleştiğinde, e-ticaret sadece iş değil, bir topluluk haline geliyor.
Trendyol’un Gerçek Sistemi: Bilgiden Duyguya Geçiş
Şimdi biraz da sistemden bahsedelim:
Trendyol’da kargo ücretleri genelde üç modelde işler:
1. Satıcı öder modeli:
Ürün listeleme sırasında seçilir. Satıcı kargo ücretini kendi karşılar; ürün fiyatına dahil ederek denge kurabilir. Genellikle kampanya ve promosyonlarda tercih edilir.
2. Alıcı öder modeli:
Ürün gönderiminde alıcıdan tahsil edilir. Trendyol Express gibi anlaşmalı kargo seçeneklerinde sık görülür.
3. Karma model:
Trendyol bazı kategorilerde kargo promosyonlarını dönemsel olarak kendisi karşılayabilir. Özellikle yeni satıcılar için “ilk gönderim ücretsiz” veya “belirli tutar üzeri alışverişte kargo bizden” kampanyaları uygulanır.
Ama işin duygusal tarafı şudur:
Her modelin ardında bir tercih vardır. Kimisi müşteriyi kazanmak için cebinden verir, kimisi sürdürülebilirliği korumak için planlı davranır. Her iki yaklaşım da doğrudur, yeter ki farkında olunsun.
Bir Kapanış Değil, Bir Davet
Elif ve Emre şimdi aynı forumda, farklı alanlarda ama aynı amaçla çalışıyor: daha iyi bir satıcı olmak, daha bilinçli bir topluluk yaratmak.
Elif hâlâ minik notlarını paketlere koyuyor ama artık maliyet tablosu da yapıyor.
Emre hâlâ tablolarla oynuyor ama bazen müşteriye teşekkür notu bırakıyor.
İkisi de biliyor: bir satış, sadece ürün değil, bir hikâye teslimatıdır.
Şimdi sıra sizde, dostlar.
Trendyol’da satış yapanlar, siz nasıl çözüyorsunuz bu kargo meselesini? Ücretleri fiyatlara mı dahil ediyorsunuz, yoksa ayrı mı tutuyorsunuz? Müşteri memnuniyetini mi, yoksa marjı mı önceliyorsunuz?
Belki biriniz yeni bir çözüm buldu, bir başkası duygusal bir anısını paylaşmak ister.
Çünkü her gönderilen kargo, bir hikâyenin devamıdır — bazen kutunun içindekinden daha değerli olan, o hikâyenin kendisidir.