Esbak Ne Demek ?

Irem

Yeni Üye
Esbak Ne Demek? Bir Hikâyenin İçinden Kalbe Dokunan Bir Anlam

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle yüreğime dokunan bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki bazılarınız “esbak” kelimesini daha önce duymuştur, belki de hiç duymamıştır. Ama inanıyorum ki bu hikâyeyi okuduktan sonra, o kelimenin sadece bir sözlük anlamından ibaret olmadığını, bir duygunun, bir vedanın, bir pişmanlığın ve bir içsel olgunluğun yansıması olduğunu hissedeceksiniz.

“Esbak” eski demektir, ama sıradan bir eskilik değil. Birinin “önceki”sidir.

Yani “eski sevgili”, “eski dost”, “eski halimiz” gibi…

Ama bazen bir kelime, sözlükten çıkıp insanın kalbinde bambaşka bir anlama bürünür.

İşte benim hikâyem de tam burada başlıyor.

---

Bir Akşam, Bir Esbak’ın Gölgesinde

O akşam yağmur hafif hafif yağıyordu. Defne, penceresinin önünde oturmuş, çayını karıştırıyordu. Gözleri uzaklara dalmış, düşünceleri geçmişin tozlu raflarında dolaşıyordu. Aradan yıllar geçmişti ama bazı isimler, bazı yüzler silinmiyordu. Bir mesaj kutusunun köşesinde kalan “okunmamış” bir duygu gibiydi hepsi.

Tam o sırada telefonu titredi.

Ekranda yazan isim: Mert (Esbak)

Evet, rehberinde bile öyle kayıtlıydı. Ne “Mert” olarak silebilmişti, ne de tamamen unuturum diyebilmişti. Onun için o hep “esbak” kalacaktı. Öncekiydi. Hayatın, aşkın, belki de kendi benliğinin önceki hâli.

---

Stratejik Adam ve Duygusal Kadın

Mert, mühendis kafalı bir adamdı. Hayatındaki her şeyi formüllere dökmeye çalışırdı. Bir sorunu olduğunda “nasıl çözerim” diye düşünür, “neden oldu”yu sorgulamazdı.

Defne ise tam tersiydi. Her şeyin duygusal köklerini arardı. Bir kırgınlığın arkasında hangi sözün kaldığını, hangi sessizliğin anlam taşıdığını bulmak isterdi.

Bir gün tartıştıklarında Mert, “Bak, bu şekilde devam ederse olmuyor, bir plan yapmamız lazım,” demişti.

Defne ise sadece, “Ben plan değil, anlayış istiyorum,” diyebilmişti.

İşte orada yolları çatallanmıştı.

Biri çözüm bulmak istiyordu, diğeri anlaşılmak.

Ve o an fark etmeden birbirlerini kaybetmişlerdi.

---

Yıllar Sonra Gelen Bir Mesaj

Yıllar sonra gelen o kısa mesaj, bir zamanlar sarsılan iki kalbin sessiz yankısı gibiydi:

“Defne, nasılsın? Sadece merak ettim. Tesadüfen bir yerde adını duydum.”

Defne mesajı okuduğunda kalbinde bir sızı hissetti.

İnsan bazen geçmişi unutmaz, sadece susarak taşır.

Cevap yazmadı önce. Fakat ertesi sabah, kahvesini içerken kendini bir cümle yazarken buldu:

“İyiyim Mert. Sen nasılsın?”

Bir kelimeyle başlayan o sessizlik, yeniden bir diyaloğa dönüştü.

Ama bu defa farklıydı.

Artık ikisi de aynı kişiler değildi.

Defne olgunlaşmış, susmanın da bir dil olduğunu öğrenmişti.

Mert ise hesap yapmayı bırakmış, bazı şeylerin formülsüz olduğunu kabul etmişti.

---

Esbak ile Yüzleşmek

Bir akşam, uzun bir sessizliğin ardından Mert şöyle yazdı:

“Biliyor musun Defne, seninle her şeyin yanlış zamanda olduğunu fark ettim. Belki biraz erken tanıştık. O yüzden hep yarım kaldık.”

Defne gözleri dolarak okudu.

“Evet,” dedi içinden, “biz aslında birbirimizi yarım değil, fazla bulduk. Fazla dürüst, fazla kırılgan, fazla gerçek.”

İşte o an “esbak” kelimesinin anlamı içini ısıttı.

Birinin esbak’ı olmak, sadece geçmişte kalmak demek değildi.

Birinin hayatında, onun bugünkü haline ilham veren bir gölge, bir iz olmaktı.

---

Kadınlar Hatırlar, Erkekler Anlar

Forumdaşlar, bilirsiniz, kadınlar duyguları raflara değil kalplerine dizer.

Bir parfüm kokusunda, bir şarkı sözünde, bir yağmur sesinde geçmişi yeniden yaşarlar.

Erkekler ise yıllar sonra bir akşamüstü anlar.

Anlar ama genellikle geç olur.

Çünkü onlar duyguyu yaşarken değil, kaybedince hissederler.

Mert de öyleydi.

Defne’nin sessizliğini o yıllarda değil, ondan sonra anlamıştı.

Ve belki de en acı farkındalık, geç gelen anlayıştı.

---

Esbak: Bitmeyen, Sadece Dönüşen Hikâyeler

Defne bir gün günlüğüne şöyle yazdı:

“Bazı insanlar bitmez, sadece değişir. Onlar artık yanımızda değildir ama içimizde yaşamaya devam eder. İşte onlara ‘esbak’ derim. Çünkü onlar bir zamanın değil, bir duygunun hatırasıdır.”

Ve belki de haklıydı.

Esbak, “önceki” anlamına gelir ama aynı zamanda “öğretici” demektir.

Birinin esbak’ı olmak, hem onun hayatında bir dönem olmak hem de o dönemi güzelleştiren bir iz bırakmaktır.

---

Forumdaşlara Bir Söz

Sevgili dostlar,

Hepimizin bir “esbak”ı vardır. Belki bir aşk, belki bir dostluk, belki de kendimizin bir önceki hâli…

Belki şu anda bile farkında olmadan birinin esbak’ı oluyoruzdur.

O yüzden bu hikâyeyi okuduktan sonra bir an durun ve düşünün:

Siz kimin esbak’ısınız?

Ve kim sizin esbak’ınız oldu?

Belki bir gün bir mesaj gelir, belki bir şarkı çalar, belki bir rüya gösterir.

Ama bilin ki her esbak, hayatımızın en sessiz ama en derin öğretmenidir.

---

Son Söz

Hayat, “yeniler” kadar “eskilerden” de oluşur.

Ve bazen bir kelime, bir hikâye kadar anlam taşır.

“Esbak” işte böyle bir kelimedir:

Geçmişin değil, geçmişteki insanlığın hatırasıdır.

Bir zamanlar “biz” olanların, bugün hâlâ kalbimizde yankılanan fısıltısıdır.

Belki siz de bu hikâyeyi okuduktan sonra, içinizden şöyle diyeceksiniz:

“Benim de bir esbak’ım vardı… Ve iyi ki vardı.”