GK Gy kaç soru dağılımı ?

Ela

Yeni Üye
Toplumsal Duyarlılıkla “GK Gy Kaç Soru Dağılımı?”: Sadece Sayılardan mı Bahsediyoruz?

Herkese merhaba forumdaşlar,

Bugün aslında çok teknik gibi görünen bir konuyu – “GK GY kaç soru dağılımı?” meselesini – biraz farklı bir pencereden ele almak istiyorum. Evet, bu başlık genelde sınav sayfalarında “kaç tane tarih, kaç tane vatandaşlık geliyor?” gibi sorularla dolup taşar. Ama ben bu defa, bu tabloyu yalnızca bir sınav istatistiği olarak değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve adalet bağlamında tartışmaya açmak istiyorum. Çünkü bence bu dağılımın ardında, sadece derslerin değil; fırsatların, bakış açıların ve temsilin de bir dağılımı yatıyor.

---

Sınavların Sessiz Dili: Ne Ölçüyor, Kimi Ölçüyor?

Genel Kültür – Genel Yetenek testleri, görünürde herkes için “eşit” bir alan gibi sunulur. Fakat gerçekte, sınavların tasarımı bile toplumdaki güç dengelerini yansıtır. Tarih sorularında “kahramanlık” vurgusu, coğrafyada “erkek kaşifler”, vatandaşlıkta “otoriteye itaat” temaları; farkında olmadan toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretir. Kadınların tarihsel katkılarının nadiren yer alması, empati ve toplumsal duyarlılık gibi becerilerin ölçülmemesi, sistemin neyi önemsediğini sessizce anlatır.

Bir sınav sadece bilgi değil, değer de ölçer.

Ve işte burada adalet meselesi devreye girer.

---

Kadınların Empati Odaklı Yaklaşımı: Sınavda Görünmeyen Bir Güç

Birçok araştırma, kadın adayların özellikle “yorumlama”, “anlamlandırma” ve “duygusal bağ kurma” içeren sorularda daha başarılı olduklarını gösteriyor. Çünkü kadınların toplumsal rollerinde empati, sezgi ve ilişkisel düşünme sıkça teşvik edilir. Fakat ne yazık ki GK-GY testlerinin yapısı çoğunlukla bu yönleri ödüllendirmez.

Kadınlar için sınav, yalnızca bilgi savaşı değil, fırsat eşitsizliğine karşı bir direniş alanı haline gelir. Evdeki sorumluluklar, ekonomik kısıtlar ve “kadın yapabilir mi?” önyargılarına rağmen gösterilen çaba, bir “başarı hikâyesi” olmanın ötesinde, toplumsal bir mesaj taşır. Kadınlar bu sınavlarda sadece puan değil, temsil hakkı kazanırlar.

---

Erkeklerin Analitik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Sistemle Uyumun Getirisi

Erkekler açısından bakıldığında, GK-GY sınavlarında “sistemle uyum” genellikle avantaj sağlar. Eğitimde daha fazla desteklenmeleri, analitik becerilere daha erken yönlendirilmeleri, çözüm arayışına dayalı bir öğrenme biçimi geliştirmelerini sağlar. Bu nedenle özellikle matematik ve mantık kısımlarında erkek adayların oran olarak daha yüksek başarı göstermesi şaşırtıcı değildir.

Ancak bu fark, doğuştan gelen bir “yetenek farkı” değil, toplumsal olarak inşa edilmiş bir öğrenme modeli farkıdır. Kadınlar da analitik düşünebilir, erkekler de empatik yaklaşabilir. Ama sistem, hâlâ bu iki beceriyi farklı cinsiyetlere uygun görme eğiliminde. Bu yüzden, sınavda başarı kadar “öğrenme biçimi” de cinsiyetlendirilmiş bir alan haline gelir.

---

GK-GY’de Çeşitlilik Meselesi: Kimlerin Sesi Eksik?

Soruların dağılımı kadar, konuların kimden bahsettiği de önemli.

Tarih kitaplarında kaç kadın liderin adı geçiyor? Vatandaşlık testlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği ne kadar yer buluyor?

Bu testlerde “çeşitlilik” yalnızca bilgi çeşitliliği değil, bakış açısı çeşitliliği anlamına da gelmeli. Farklı etnik kökenlerden, sosyal sınıflardan, cinsiyet kimliklerinden insanların katkılarına yer vermeden “genel kültür” tam olabilir mi?

Bu yüzden GK-GY dağılımı, aslında eğitimde temsilin bir aynasıdır. Sınavda hangi konuya kaç soru düştüğüne bakarken, şu soruyu da sormalıyız:

Hangi sesler bu dağılımın dışında bırakıldı?

---

Sosyal Adaletin Sınavla İmtihanı

Sosyal adalet, yalnızca sınavdan sonra sonuçların nasıl değerlendirildiğiyle değil, sınavın nasıl tasarlandığıyla da ilgilidir.

Eşitlik, herkesin aynı sınava girmesi değil; herkesin potansiyelini gösterebileceği bir sınav ortamına sahip olmasıdır.

Kırsalda yaşayan bir kadın adayın internet erişimi sınırlıyken, şehirdeki bir adayın özel dersle hazırlanması “eşit” değildir. Aynı şekilde, toplumsal baskılar altında büyüyen bir gencin kendini ifade etme cesaretiyle, destekleyici bir çevrede yetişen birinin özgüveni de kıyaslanamaz.

GK-GY gibi sınavlar, sosyal adaletin laboratuvarı gibidir. Eğer burada adil bir sistem kurulabilirse, eğitimde ve iş yaşamında da adaletin temelleri güçlenir.

---

Forumdaşlara Davet: Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Bu konuda yalnızca bir “soru dağılımı” değil, bir toplumsal tablo görüyorum.

Ama belki siz başka yönlerini fark etmişsinizdir.

O yüzden sormak istiyorum:

- Sizce GK-GY sınavları gerçekten “tarafsız” mı?

- Empati, sosyal bilinç, iletişim gibi beceriler neden ölçülmüyor?

- Kadınlar ve erkekler bu sınavlara farklı motivasyonlarla mı hazırlanıyor?

- Eğitim sisteminde cinsiyet farklarını azaltmak için ne tür düzenlemeler yapılmalı?

Bu forumda, farklı bakış açılarını bir araya getirmek mümkün. Çünkü toplumun gelişimi, yalnızca bilgiyle değil, anlayışla da olur.

---

Son Söz: Sınavı Değil, Sistemi Dönüştürmek

GK-GY sınavları, yüzeyde bilgi ölçüyor gibi görünse de aslında toplumun değer haritasını ortaya koyuyor. Kadınların duyarlılığı, erkeklerin çözümcül yaklaşımı, çeşitliliğin sesi, adaletin sınırları… Hepsi bu testlerin görünmeyen arka planında.

Belki de artık “kaç soru hangi dersten geliyor?” yerine şunu konuşmanın zamanı geldi:

Bu sınav hangi insanı destekliyor, hangi potansiyeli geri plana itiyor?

Ve belki de sınav sistemini yeniden şekillendiren bizler olmalıyız — toplumsal cinsiyet farklarını gözeten, adil, empati temelli bir eğitim anlayışıyla.

Peki forumdaşlar, sizce bu mümkün mü?

Bir sınav sistemi, gerçekten herkese adil davranabilir mi?