dunyadan
Aktif Üye
Kanser ve Şeker İlişkisi
Kanser de şeker ile ilişkisi araştırılan hastalıklar arasında yer almaktadır. Küresel anlamda artış gösteren obezite ve kanser sayısı ile bu konu dahilindeki çalışmalar da artmaktadır. Hemen hemen 400 milyon insan obez sınıfında ve yaklaşık 18.1 milyon yeni kanser vakasının olduğu belirlenmiştir. Şekerin kanserojen içerikli olup olmadığını araştırmak adına birçok çalışma yapılmıştır. Yapılan bazı çalışmalarda pozitif bulgular görülmemiştir ancak şeker ile kanser arasında direkt olarak bir bağ olmadığı ise çalışmalarda belirtilmiştir. Şeker Tüketimi ve Kanser Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar Şeker tüketimi ve kanser arasındaki ilişkiyi anlayabilmek adına yapılmış olan 69 farklı çalışmada meme kanseri, pankreas kanseri, prostat kanseri, testis kanseri, jinekolojik kanserler, akciğer kanseri, üst sindirim sistemi kanseri ve mesane kanserleri gibi kanser türler incelenerek, değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmanın sonucunda herhangi bir kanserde şekerin rol aldığı görülmemiştir. Bununla beraber yapılan başka bir çalışmada, sükroz yani çay şekeri barındıran kek ve bisküvileri çok fazla tüketen kişilerde ise meme kanseri riskinin artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Bahsi geçen gıdalar, şekerle birlikte oldukça yoğun bir yağ miktarını da içermektedir. Bu sebeple araştırmalarda görülen risk artışı direkt olarak şeker tüketimiyle ilişkilendirilmiştir. Lise Döneminde Besin Tüketim Alışkanlıkları Büyük Önem Taşıyor Ulusal Sağlık ve Beslenme Çalışması dahilinde, 1989 ve 1998 yılları arasında 47355 katılımcıyı içeren retrospektif kohort adlı çalışmada, adölesan dönemde diyet tüketimleri ve yetişkinlik döneminde meme kanseri riski arasında oluşabilecek ilişkiler incelenmiştir. Lise dönemleri süresince besin tüketimi alışkanlıklarına bağlı olarak besin tüketimi sıklığını kapsayan bir anket uygulanmıştır. BU çalışma sonucunda ise adölesan çağda tüketilen karbonhidrat ve fruktoz alımına bağlı olarak meme kanseri oluşumunda anlamlı olacak bir ilişki gözlenmemiştir. Şeker ve kanser ilişkisi kesin olmasa da yüksek glisemik indekse neden olabilen besinlerin fazla tüketimi, ki bunlar genellikle şekerli gıdalardır, fazla kilo, obezite ve diyabet gibi hastalıkları beraberinde getirdiği bilinmektedir. Obezite ise başta kolon ve rahim kanseri olmak üzere, birçok kanser türü riskinde artış yaşanması ile ilişkilendirilmiştir. Diyabetin, kişiyi pankreas kanserine müsait hale getirip getirmediği konusu ise hala tartışmalı bir şekilde devam etmektedir. Unutmamakta fayda var; şeker, kendi başına kanser nedeni olarak gösterilmese de şekere bağlı oluşabilecek obezite, kansere davetiye çıkararak karşımıza geliyor.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Kanser de şeker ile ilişkisi araştırılan hastalıklar arasında yer almaktadır. Küresel anlamda artış gösteren obezite ve kanser sayısı ile bu konu dahilindeki çalışmalar da artmaktadır. Hemen hemen 400 milyon insan obez sınıfında ve yaklaşık 18.1 milyon yeni kanser vakasının olduğu belirlenmiştir. Şekerin kanserojen içerikli olup olmadığını araştırmak adına birçok çalışma yapılmıştır. Yapılan bazı çalışmalarda pozitif bulgular görülmemiştir ancak şeker ile kanser arasında direkt olarak bir bağ olmadığı ise çalışmalarda belirtilmiştir. Şeker Tüketimi ve Kanser Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar Şeker tüketimi ve kanser arasındaki ilişkiyi anlayabilmek adına yapılmış olan 69 farklı çalışmada meme kanseri, pankreas kanseri, prostat kanseri, testis kanseri, jinekolojik kanserler, akciğer kanseri, üst sindirim sistemi kanseri ve mesane kanserleri gibi kanser türler incelenerek, değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmanın sonucunda herhangi bir kanserde şekerin rol aldığı görülmemiştir. Bununla beraber yapılan başka bir çalışmada, sükroz yani çay şekeri barındıran kek ve bisküvileri çok fazla tüketen kişilerde ise meme kanseri riskinin artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Bahsi geçen gıdalar, şekerle birlikte oldukça yoğun bir yağ miktarını da içermektedir. Bu sebeple araştırmalarda görülen risk artışı direkt olarak şeker tüketimiyle ilişkilendirilmiştir. Lise Döneminde Besin Tüketim Alışkanlıkları Büyük Önem Taşıyor Ulusal Sağlık ve Beslenme Çalışması dahilinde, 1989 ve 1998 yılları arasında 47355 katılımcıyı içeren retrospektif kohort adlı çalışmada, adölesan dönemde diyet tüketimleri ve yetişkinlik döneminde meme kanseri riski arasında oluşabilecek ilişkiler incelenmiştir. Lise dönemleri süresince besin tüketimi alışkanlıklarına bağlı olarak besin tüketimi sıklığını kapsayan bir anket uygulanmıştır. BU çalışma sonucunda ise adölesan çağda tüketilen karbonhidrat ve fruktoz alımına bağlı olarak meme kanseri oluşumunda anlamlı olacak bir ilişki gözlenmemiştir. Şeker ve kanser ilişkisi kesin olmasa da yüksek glisemik indekse neden olabilen besinlerin fazla tüketimi, ki bunlar genellikle şekerli gıdalardır, fazla kilo, obezite ve diyabet gibi hastalıkları beraberinde getirdiği bilinmektedir. Obezite ise başta kolon ve rahim kanseri olmak üzere, birçok kanser türü riskinde artış yaşanması ile ilişkilendirilmiştir. Diyabetin, kişiyi pankreas kanserine müsait hale getirip getirmediği konusu ise hala tartışmalı bir şekilde devam etmektedir. Unutmamakta fayda var; şeker, kendi başına kanser nedeni olarak gösterilmese de şekere bağlı oluşabilecek obezite, kansere davetiye çıkararak karşımıza geliyor.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.